6 Mayıs 2008 Salı

BİR SÜRE YERE PARALEL GİTTİKTEN SONRA


''Bir şey sunulmuştu bana,bir hediye,bir meyve.Ama ben o meyveden tadamadım,gök erik gibi kaldı avucumda dünya.Şimdi ben uykusuzum,yalınayağım,kendimle meşgulüm.Kapının önünde boş peynir tenekeleri yağmur suyu biriktiriyorum.Kendi kendime sanatçı tecrübe edinmeyen insandır diyorum,bu dünyada hiç tecrübesi olmayan.Ama sen karala bunun üzerini,yırt sen bunu,olmadı çünkü olmadı nafile.''
Bir intiharın çevresinde insanlar...
O kızın intiharıyla birbirlerine yaklaşan...
Kendi içlerine ve geçmişe dalan...
Onun acısıyla başka sevdiklerine eğilen...
Nasılda mühimdir aşk sakarlıkları,sevgi ihmalleri;nasıl hayat eşin-dostun bakım onarımı...

Barış Bıçakçı'dan yine usul usul edebiyat.Barış Bıçakçı'nın gösterişsiz suskusundan güç alan öykülerinin son zamanlarda okuduğum en güzel öyküler arasında yer aldığını söyleyebilirim.Ne anlattığı sanki önemli değilmiş ama anlatım biçimi ve diliylede sıradanmış gibi görünüyorsa size okuma alışkanlıklarınızı adam akıllı gözden geçirmek gerekir derim....

Hiç yorum yok: