30 Mayıs 2008 Cuma

Hadi Duy Sesimi


İsmini suyun üzerinde duran çiçekten almış,has abhaza kızıyken gelini olmuş.Kısa zamandır tanıyorum onu ama ilk tanıdığım günlerde olmayan bir hüzünün var bu son birkaç aydır yüzünde.Belki hırçın çocukları sebep buna,belki çok sevdiği ama diyolog kuramadığı eşi yada kendi kişiliğinin dışa vurumunu yadırgayan heyy orda dur bakalım diyen yaşam biçimin.Bana göre büyük ama yerlisi olduğundan onun için küçük olan şehirde sokakta yürürken bile dörtduvar arasında gibi.Bunun farkında değil.Aslında farkında olduğunu sanıyor boğuluyor ama gerçek anlamda farkında değil.Çünkü eminimki oda benim gibi farkettiği an nefes almak isteyecek ve bir balyozla kırıcak önündeki ilk duvarı.O duvar bir sonrakini ,bir sonraki bir diğerini derken nefes alıcak tüm yıkıntıların oluşturduğu toz bulutlarının arasında,belki çok toz yutucak oda benim gibi hatta tamamen nefesiz kalacak gözünden yaşlar süzülecek can çekişecek ama feraha çıktığında nefesalacak ahhhhh bir farkedebilip çabalasa...

Öylesine kabullenmiş ve içine kapanmışki aylardır doğru düzgün yüzünü bile göremedim.Yapma nolursun bunu kendine.Senin için o kadar çok şans sunmuşki hayat .Kaç sefer senin adını felaketle adlandırdığın bana göreyse yeni başlangıçlar olan sunuşlarda bulunmuş hayat sana.Senki 19 Ağustosta enkazdan günlerce sonra çıkansın,senki yanan arabanın içinde tesadüfen olmayan ve yine senki o dörtyolda yaptığın büyük kazada hurda arabadan sağsalim çıkansın.Anla artık sen bu hayatta yaşamalısın deniyor sana artık bul varlığının nedenini ve başla üretmeye dolayısıyla da nefes alarak yaşamaya ve ne olur üzme artık yüzündeki hüzünle seni sevenleri...

Hiç yorum yok: