12 Aralık 2008 Cuma

ADANALI


Bu dizi başladığından beri izliyorum.Pek fazla takip ettiğim dizi yoktur ama Adanalı başladığı günden beri beni ekrana kilitledi.Oktay Kaynarca'nın başarılı oyunculuğu bir kez daha bu diziyle ortaya çıkmış.İzlerken yüzden gülücük eksik olmuyor.M.Akif Alakurt ve Selin Demiratar'da tartışmasız iyi oyuncular.
Dizinin her bölümü reyting sıralamalarında birinci sırada.Kullanılan şarkı seçimleride muhteşem.Hal böyle olunca bu dizi Ceza hayranı olan 10 yaşındaki oğlumunda ilgisini çekti.
Yalnız bir sorun var ki Maraz Ali'nin(M.Akif Alakurt)dolandırıcılık,kumarbazlık gibi yollarla para kazanarak zengin olanlardan organize bir hırsızlık şebekesi lideri olarak aldığı paraları fakirlere dağatmasını yani bir nevi modern Robin Hood olmasını oğluma açıklayamadım.
-Hırsızlık kötüyse maraz Ali iyi biri bunu neden yapıyor anne, hem o fakirlere dağattı paraları,bak anne şarkıdada söylüyor 'iyiyle kötü arasında bir fark var benimle kötü arasında koca bir fark var' diye Maraz Ali kötü değil iyi biri anne...
Ben oğlumun, bu soruların kafasında çağrışmasının ardından elimden geldiğince bu diziyi izlemesine engel oluyorum.
Ama severek izlediğim bu dizinin delikanlılık çağında olan bazı gençlerimizin Maraz Ali'ye özenmesi korkusundan da kendimi alıkoyamıyorum.
Genç,yakışıklı,güçlü,lider,masum ve duygusal bir yanı var,çok zeki,lüks arabalarla geziyor,gizemli bir hayatı var fakat bu imrenilecek karakter bir hırsız.Ama tüm bu olumlu yanlar maalesef ki bu kötü yönü örtmüş görünüyor ve karakter fazlasıyla özendirici bir hal almış.
Endişemin yerinde olduğunu eminim ki sizlerde takdir ediyorsunuzdur.Zira Çakır'ın ölüm sahnesinin ardından ona cenaze töreni düzenliyen izleyici kitlesine sahip bir toplumuz...