30 Temmuz 2009 Perşembe

BAŞLIKSIZ

Umutsuz hayaller tünelinde
Kayboldu sessiz çığlıklar
Nedensiz amaçların esiri
Sessiz, sedasız dibe vuruşlar

Ezberletilmiş hayatların önünde
Diz çöktü asi duruşlar
Askıdaki boş elbiseden ibaret
Asaleti sahte duruşlar

Gecenin karanlığında saklı
Prangalı varoluşlar
Gün ağırdığında bitti
Nice sahte duruşlar

Kurşunsuz silahlarda
Mermi olmuş cümleler
Nihanına varmadan
Ebedi cihana vardırışlar...

ENGELLERİ KALDIR

Hoşgeldin bebek.
Başındasın herşeyin .Dünyanın tüm bebekleri aynı şekilde ağlar, aynı şekilde doyar. Tadını çıkar.

Belki Muhammet olur adın belki Musa belki de İsa. Boyun iki metre olabilir. Saçın sarı, gözün siyah. Belki de esmer olursun. Belki de kısa. İşte o zaman bebek demez artık kimse sana.

Kadın yada erkek olursun ya da bambaşka.
Başını aç derler ya da kapa.
Sev derler ama sakın dokunma! Bu beden senin değil nasıl olsa.
Sen çalış!
Sen doğur!
Sen savaş!
Sen SUS!

İstedikleri gibi olmazsan öldürürler seni, töreler daha değerliymiş gibi hayattan.
Herkes eşittir bebek. Ama göreceksin bazıları daha eşittir. Şaşırma burası tuhaf bir dünya.

Gülümse yine de büyüdüğünde kim olursan ol eşit yaşaman için çalışan insanlar var burada.

Gülümse bebek herkes sana gün gelecek İNSAN diyecek...

www.engellerikaldir.com"

28 Temmuz 2009 Salı

Sünnet Erkeklere Sünnet

Kültüründe 'normal' veya 'geleneksel' sayıldığı için görünmeyen kadına yönelik şiddet biçimi hatta bir vahşet olduğunu düşündüğüm küçük yaşta kızların sünnet edilmesi Afrika’nın 28'den fazla ülkesinde uygulanıyor.Umman, Yemen, Birleşik Arap Emirliği, Endonezya, Malezya ve Kuzey Irak'taki bazı kürt bölgelerinde de daha az olmakla birlikte sünnet geleneğine rastlanıyor.Bu ülkelerden gelen göçler nedeniyle kadın sünnetinin avrupa, Kanada, ABD, Yeni Zelanda ve Avustralya'ya taşındığı söylenen, uygulama kadınlara yönelik şiddetin en uç noktalarından biri bence.
Bu olayı yaşayan en bilinen örnek Ünlü top model Waris Dirie, bu vahşeti hayatının anlatıldığı kitapta şöyle paylaşmış:
Somali'de yaygın olan bir inanca göre kızların bacakları arasında, doğarken getirdikleri,ama temiz olmayan kısımları vardır.Bunların vücuttan uzaklaştırılması gerekir.Küçük bir kızlıktan kadınlığa geçiş olarak kabul edilmiş bu tören bizler tarafından büyük bir arzu ve endişeyle beklenir.
Sünnetimden bir gün önce annem bana tuvaletimin gelmemesi için fazla su yada süt içmememi söyledi.Bunun ne anlama geldiğini bilmiyordum.
O an geldiğinde gün yeni ağırmaya başlamıştı ve biz epeyce uzaklaşmıştık.Artık kızların bu saatlerde nereye ve neden götürüldüğünü biliyordum.Çığlıkları duyulmamalı ve diğerlerini ürkütmemelilerdi.Annem yaşlı bir ağacın kökünden bir parça çekip çıkardı.Sonra beni kayanın üzerine oturttu.Bacaklarımı iki yana açarak arkama oturarak başımı göğsüne dayadı.Kollarımı arasına yerleştirdi.''ısır''
''canım yanacak!'' diye mırıldandım dişlerimin arasındaki kökle.Ayaklarımın arasına baktım ve çingene kadının hazırlandığını gördüm.Gözlerinde ölü bir bakış, yüzünde sert bir ifadeyle bana baktı.Sonra eski bir çantanın içini karıştırdı.Kocaman bir bıçak çıkartacağını beklerken küçük bir torba çıkarttı.İçinden çıkardığı jilete tükürüp elbisesine sildi.Annem bir eşarpla gözlerimi kapadı.
Sonra hissettiğim şey etimin kesildiğiydi.Kör jiletin bir ileri bir bir geri derimi biçerken çıkarttığı sesi duyabiliyordum.Bacaklarım titremeye başladı ve ben Tanrım çabuk bitsin diye yakarmaya başladım.Sonrasını hissetmedim çünkü bayılmışım.
Kendime geldiğimde bittiğini sandım,ama bu sefer en kötüsü başlamıştı.Katil kadın akasya ağacından kazıdığı dikenlerle derimde delikler açmak için kullandı, sonra kalın beyaz bir ipi deliklere geçirerek dikti.
İşte bu şekilde anlatmış Waris Dirie yaşadığı bu en kötü anı.Sonraki aşamaları da var tabi bu yaşananların.Merak edenler için kitabın adı Çöl Çiçeği.
Farklı kültürler , gelenekler, inanışlar...Bir yanım bu vahşete dur demek isterken diğer yanım inançlar karşısındaki çaresizliği kabulleniyor.Söylenecek, söylemek istediğim çok şey var ama yapacak birşey olmayınca sözler havada asılı kalıyor ...