30 Kasım 2008 Pazar

UZUN ÇETREFİLLİ BİR YOLLADAYIM,YÜRÜMEKTEYİM GÜNDÜZ GECE

İşte yine o iğrenç durum.İçinde bulunduğum durumdaki ben beynimde canlandığında, tıpkı film sahnelerini andıran bir hal beliriyor.
Sağ ve solu kurak bir arsalarla dolu bir yol,esen rüzgar çalıları toparlayıp bir yumak halinde savuruyor etrafa.Bir çatal yol o yolun başında ne tarafa gideceğini şaşkın,kararsız ama bir okadar da sakin tavırlar eşliğinde düşünen biri.İşte ben.
O az önce yol kenarındaki uçsuz bucaksız arsalarda çalıları toparlıyarak bir yumak haline getiren rüzgar sırtamdan adeta gitmem gereken yola doğru şiddetle itmekte beni.
Orada durmuş uzun uzun bakıyorum.Seçilecek yol belli aslında.Nedenleri,niçinleri bir bir ortada.Çok uzun zamandır hazırlığı yapıldı bu kavuşmanın.
Bir kez daha öğretti hayat bana istenenin beklenmeyen zamanda geldiğini.Belkide yürekten isteyerek beklemekti işin sırrı.İstemenin ardından farkında olmadan dahi çabalamaktı o bekleyişinse açılımı.
Olması istenen ama beklenmedik hızla gelişen bir süpriz düşürdü beni bu yol ayırımına.
Hani son zamanlarda diyorum ya hep şaşırmayı unuttum.Yine bir öğreniş bu benim için ,yine şaşkın değilim şaşıramadım.Ama çok hazırlıksız yakalandım yine diğer bir çok zaman ki gibi.
Orda ,yol ayrımında durup düşünmek çok anlamsız.Kafayı boşa yormaktan başka bir işe yaramayacak.Üstelikte diğer yol sadece akıl karıştırmak için düştü hatırına.Yolun belli NİL yolun belli....


Her zamankinden fazla cesaret,
Her zamankinden fazla zeka,
Her zamankinden fazla sabır ve bunları her zamankinden fazla kullanabilecek GÜÇ....

25 Kasım 2008 Salı

ACTİFRY

İşte mutfaklarımızda devrim yaratan ürün.Hemen yan tarafında gördüğünüz yeşil kaşıkla bir ölçü koyacağınız yağla 1 kilogram patates kızartmasını kızartabiliyorsunuz. Beni tanıyanlar iyi bilirler ki yıllardır kızartmadan uzak duramaya çalışan ama yeme özlemiyle de yanıp tutuşan biriyim.Actifry sayesinde artık doya doya ve tereddütsüz kızartma yiyebiliyorum.Koymuş olduğum az miktarda ki yağla sadece kızartıcağım gıdanın dış yüzeyinin kızarmasını sağlıyor,gıdanın içine hiç bir şekilde yağ nüfus etmiyor dolayısıyla hem damak tadımdan taviz vermemiş,hem de sağlık beslenmiş oluyorum ve uzak durduğum yağ asitlerinden de faydalanıyorum.Fark ettim ki daha önce yediğim kızartmalarda yağın yoğunluğundan gıdanın kendi öz tadını alamıyormuşum.Actifry de yapıtığım kızartmalarda ise yağ sadece bir lezzetlendirici unsur oldu.Zararlı değil yaralı hale geldi. Actifry ı ilk duyduğumda yıllardır mutfakla iç içe olan bir bayan olarak dağılmadan kızarmasını açıkçası çok fazla inandırıcı bulmamıştım.Tanıtımlarında gözlemledikten sonra üflediği sıcak havanın dış yüzeyini kuruttuğunu ve dolayısıyla dağılmadığını gözlemledim.İçindeki yavaş dönen pervanesi ve üflediği sıcak hava sayesinde koyduğunuz o az miktarda yağın kızartma yaptığımız her bir ürüne eşit miktarda dağıldığını dolayısıyla hepsinin eşit mikktarda kızardığını gördüm.Beni ilk başta biraz pişirme süresindeki uzunluk düşündürdü.Ama sonrasında ne şekilde yaparsam yapayım 1 kilogram patatesi 35 dk önce zaten hazırlayamayacağımı düşündüm.Kızartacağım ürünün miktarı azaldıkça zaten süreside kısalıyor.Üstelik elektrik sarfiyatıda çok yüsek değil.O çalışırken ben mutfaktaki başka işlerimi hallediyorum,bittiğinde bana sinyal veriyor.En çok hoşuma giden yanıda kızartma kokusunun evi sarmaması,üstelik fritözdeki o yoğun buhar çıkışı gibi bir buharıda yok.Sadece bazı gıdalarda hafif koku oluyor ,o da gıdanın kendi kokusu,asla yağ kokusu değil. Bu ürün sadece bir fritöz değil.bu üründe farklı alternatifte sağlıklı ve hızlı başka bir çok şeyide pişirebiliyorum.Örneğin tas kebabı,tavuk sote hatta kabak tatlısı,kavrulmuş kestane.Tabi bunlar artı yönleri ama benim için en önemli yanı bu ürünün beni kızartmaya yeniden kavuşturması. Actifry sağlıklı pişirmeler ve bazı gıdalarda hızlı pişirme yapabilen bir ürün.Çalıştığım ve sağlıklı beslenmeyi istediğim için tercih sebebim oldu.Parçalarının kolayca ayrılabilmesi ve bulaşık makinasına atılabilmesi ise bu ürünün her gün elimin altında olmasının ve mutfağımda baş rol oynamasının en büyük sebebi. Kullanıcı gözüyle şiddetle tavsiye ediyorum.

11 Kasım 2008 Salı

İLAHİ TEYZE SEN ÇOK YAŞA EMİ!

Merhaba canım bloğum.Uzun bir aradan sonra çok ihmal ettiğim sana ve takipçilerime çok şükür ki kavuştum.Bu kavuşma ne kadar sürer bilmiyorum ya neyse.Artık mazur görün bu hali.Eskisine göre daha az vakit ayırabilmemin nedeni yoğunluğum.
Neyse gelelim sadede.Saded(ya ben bu kelimeyi çok kullanıyorum ama ilk kez yazdığımı farkettim).Şimdi sevgili okur beni tanıyanlarınızın malumu üzere(tanımıyanlarda bu yazı sayesinde bilgi edinmiş olsun),memlekette ne kadar ilginç yurdum insanı,olay v.s varsa beni bulur.Yada çok gözlemci ve taklitçi biri olduğum için hadislere farklı açıdan bakıyorda olabilirim.Sonuç olarak içinde buluyorum kendimi.
Bu sabah büyük oğlumun göz kontrolünü yaptırmak için oğlumla birlikte göz doktoruna gittik.Oturmuş çağrılmayı beklerken yanıma yaşlı bir teyze oturdu.Bir müddet oturduktan sonra bana doğru eğilerek kulağıma doğru kim için geldiniz kızım diye sordu.Bende oğlum için teyzecim dedim ama cevap verirken çok da ilgilenir görünmek istemedim aksi halde başıma geleceği biliyorum teyzem sıra beklemenin sıkıntısıyla bana sarıcak.(He sarsın,normal şartlarda bıkmadan uzun uzun sohbet ederim ama işin ucunda oğlum ve onu üzen bir durum var çok ayrıntıya girmek istemedim).
Benim cevabımın ardından teyzem tekrar ellerini göğsünde kavuşturdu şişkin şişkin oturmaya başladı.Beş dakika geçti geçmedi sanki bişey onu dürttü yine bana doğru eğildi,gözüyle sende eğil bişey diyeceğim dercesine işaret etti.
-'Nesi var bu çocuğun peki' dedi.
Bende:
- 'Miyop teyze 'dedim.
-'O ne oliyki yavrım 'dedi.
Bende:
-Uzağı göremiyor teyzecim dedim ve kafamı çevirdim .Hani bakmayayımda bir an önce sohbet kesilsin diye.
Canım teyzem yine ellerini kavuşturdu göğsünün üzerinde Alllah Lailahe İllallah diye deriiiinn bir nefes aldı.
Üç dört dakika geçti geçmedi,sanki mübarek kadını bir şey dürtüyor.
Kızım dedi:
- 'Bana sen bak hele, az bana eğil bak ne diyeceğim kulağına 'dedi.
Eğildim bende çaresiz.
-'Hiç bozuk gibi durmuyor bu çocuğun gözleri bak ben sana diyiveriyim 'dedi.
Gülsem mi gülmesem mi bilemediğim bir hal içinde:
-Teyzem öyle ordan bakınca anlaşılıyormu göz bozukluğu,dediğimi hatırlıyorum.
Ardından teyzem bombayı patlattı.
-Bak bide gözlük takmışınız garibime.Bak diyi vereyim sana o çocuk o gözlüğü taka taka kör olur.
-Ya teyze ne diyorsun sen mecbur takıyor o gözlüğü başka türlü okulda tahtayı falan göremiyor ,dedim.
Yine bana doğru eğildi bak sen beni dinle şimdi burda hiçççç boş yere bekleme.Bu çocuk arada sırada karnım ağrıyor der mi?
-Evet teyze der.
-Heh işte tam tahmin ettiğim gibi,bu çocukta kurt var.Sen boş yire burda heeç bekleme kızım git hemen bir normal dohtura buna kurt ilaciii yazdır.
Tam o sırada allahtan oğlumun muayene sırası geldi de gülmeden teyzenin yanından kalktım,yoksa söylediklerini ciddiye almadım diye beni azarlamaya hazırlanıyordu.
İşte böyle canım müdavimlerim ve sevgili bloğum.Son bir aydan elimde bol bol malzeme var aklıma geldikçe güldüğüm o anları sizlerlede paylaşıcağım.Sizleride gülümseticeğine inanıyorum.Kalın sağlıcakla....

2 Kasım 2008 Pazar

ÖZLEDİM SENİ ESKİ ŞEHRİM

Sizce burası neresi?


Peki ya bu resim sizce nereye ait?



Sanki bu resimden sonra bu şehri bilenleriniz tanır gibi oldunuz ama uzun zamandır görmediyseniz yukarıda ki resimlerle ne alaka diye düşündünüz değil mi?

O zaman kuşbakışı bir görüntüyle biraz daha ipucuna ne dersiniz?


Peki bulamayanları daha fazla zorlamayacağım.Burası Eskişehir.Adı eski kendi yepyeni olan Yılmaz Büyükerşan 'ın yeniden yarattığı Eskişehir.



İyi bir rektör,iyi bir sanatçı,saygıdeğer bir kişilik olan Y.Büyükerşan'ın Belediye Başkanlığı'nada diyecek söz yok!!!Zaten herşey ortada.