11 Şubat 2009 Çarşamba

GECENİN KARANLIĞINI AYDINLATAN BİR SANDIĞIM


Bazı günler gece olmasından korkardım.Nedenimi?Belirsiz.
Aslında kendimin bile tam olarak cevaplayamadığı bir çekince yaşanırdı içimde.Sanki gün kararıcak ve asla aydınlanmayacak gibi gelirdi.Hemen uyumak isterdim.Hemen uyuyayımki bitsin bu karanlık yeniden aydınlığa kavuşayım diye düşünürdüm.Sonra gün ağırırdı.Günü aydınlatan güneşin ilk ışıklarıyla sıçrarcasına uyanırdım.Oh derdim kendi kendime ohhh çok şükür yine sabah olmuş bitmiş karanlık,o zifiri karanlık adeta sonsuzluk gibi gelen gecenin ürkütücü karanlığı bitmiş...
Sonra tıpkı Amerika'nın ilk dönemindeki halkını anlatan devirlerde ,yada ne biliim iskoç filmlerinden bir sahnede,yada gerilimli bir filmde saçları örgülü kızın karşısına çıkan tozlu sandık tarzında kocaman bir sandık çıktı bir gün karşıma.Çok uzun yıllardır açılmamış olduğu üzerindeki tozdan belliydi.İçindekileri görmek için tuhaf bir merak içindeydim ama bir yandanda birilerine yakalanma endişesi vardı.İzinsizce girmiştim çünkü anılar odasına.Önce özenle üzerindeki tozları temizledim.
Lanet olsun nasıl bir kilit bu!Açılmıyor bir türlü...
Acaba hiç açmasammı ki?Ya içinde beni ürkütecek şeyler varsa?Aman alt tarafı bir sandık işte olsa olsa bir kaç zamanında önemli olan kağıt parçası,belki çaput değerinde bir kaç giyecek vardır.Yada belkide boştur!Olamazmı?Belkide bomboş bir sandıktır.Orada öylece kullanılacağı zamanı bekleyen anlamsız boş bir sandık!
Tüm merakımla dizlerimin üzerine çöktüm,tek gözümü kıstım ve diğeriyle en keskin bakışımı atarak anahtar deliğinden sandığın içine baktım.Birden ürktüm.Gördüklerimle yüzleşmem çokta kolay olmadı.Aslında pek çoğunu sanki daha önce hiç görmemişcesine silmişti beynim.Araya karışmış bir kaçta bana ait olmayan şey vardı.
Hemen tüm ağırlığına rağmen kucakladım o sandığı ve bir daha yanımdan hiç ayırmadım.İşte o gün bu gündür aralayarak o sandığı ufak tefek şeyler çıkarır içinden sonra yeniden sıkıca kaparım.Çıkardıklarımla uzun uzun hesaplaşır,bazen nefret eder,bazen afferin be bana nelerde yapmışım derim.
İşte kendimle yüzleştiğim,hesap sorduğum anların cevaplarını bulduğum,herkezle,herşeyle barıştığım,sevmeyi en önemlisi kendimi sevmeyi öğrendiğim o günden beri geceleride sever oldum ve gecelerde sandığımdan çıkardıklarımı,artık gülüp geçtiklerimi yazar oldum.Gecem aydınlandı,ben yeniden doğdum.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Çok ağlak olmuş:(.Süper!Benmi duygusalım ki şu an?Yoksa yazımı ağlak?Bilmiyorum şu an okuyunca duygulandım.Daha sonra tekrar okurum bakalım nolcak?:))
Öptüm seni çokkkk seviyorum.

Unknown dedi ki...

açılamayan bir kalp, söylenemeyen bir söz, itiraf edilemeyen bir aşk olabilir mi acaba açılmamış sandıklar, açılsa belki de hiçbir korku kalmayak hayatta....Kalem kağıt salt anlamsızken sayende anlam kazanmış. Tebrik ederim Nilaycım...